ÖNCE VELİLER OKUSUN!

 

 

 

 

Okula uyum sağlama sürecinde okumaya ebeveynler başlamalı.

 

 

 

 


İnsan doğasında bilinmezlik ve belirsizlik tehlike algısı oluşturur. Tehlike algısı durumlarında da beyinimiz alarm verir. Sistemimiz olacak olana hazırlıklı olmak ister. Haliyle yeni ve ilk olan şeylerle karşılaştığımızda korunma/korunma içgücüdümüz aktif hale gelir. Bir anlığına dilini bilmediğimiz yeni bir ülkeye taşındığımızı düşünmenizi isteyelim: Doğal olarak size yardımcı olacak, dilinizi anlayacak, yol, yordam gösterecek birileri yanınızda olsun istersiniz. Çocuğun eğitim yaşamının başlangıcında yer alan okul öncesi dönemi de benzer bir durumdur. Yalnız, pusulasız, belirsiz, bilinmez bir süreçle karşı karşıyadır. Çocuğun az ya da çok kayıgılı, korkulu, tedirgin ve stresli olması beklenir. Aklındaki cevabını bilmediği sorularla meşguldür;

“Neden buradayım?”

“Neden anne babamdan ayrılıyorum?”

 “Bu çocuklarda kim?”

“Niye ağlıyorlar?

“Niye buraya geldim? Buraya gelmemi neden istediler?”

“Ya annem babam bir daha gelmezse? Evin yolunu da bilmiyorum, ya eve dönemezsem?”

 

Çocuğun zihninde dönüp dolaşan bu soruların cevapla bulması zaman alacaktır. Yeni ve yabancı bir yere uyum sağlamak deneyim sahibi olan yetişkinler için oldukça sıkıntılıdır. Uyum sağlama sürecine dair ilk deneyimlerin başında gelen okul hayatına ilk adım da çocuklar için de oldukça zorlayıcı olacaktır.

Çocuğun yaşadığı zorluğu anlamadan yardımcı olmak mümkün değildir. Anlamak da, anlamı bilmekle gerçekleşir. Çocuğun yaşadıklarını anlamlandırmak adına içinde yaşadığı süreci bilmek faydalıdır.

 

2-7 Yaşlarındaki Çocuk Dünyaya Nasıl Bakar?

 

Çocuklar ve yetişkinler farklı gelişim evrelerinde olmalarından dolayı deneyimledikleri olayları da haliyle farklı algılarlar. İlk kez çocukların düşünme biçimini önemseyerek bilimsel çalışmalarda bulunan ve bu çalışmalarla psikoloji bilimine büyük katkıları olan Jean Piaget, Bilişsel Gelişim Kuramında, okul öncesi dönemi işlem öncesi dönem olarak tanımlar. Bu dönemde çocuk, kendi bakış açısı ile başkasının bakış açısı arasındaki ayrımı yapamaz. Görünüş ile gerçeklik farkını yakalayamaz. Dünya algısı oluşurken, deneyimlerini, salt kendi duygu ve düşüncelerini referans alarak değerlendirir ve kodlar. Bilgi kaynağı kendi anlayışıdır. Tek bilgi kendi anlama düzeyidir.

 

Anaokuluna başlayacak bir çocuk için okul;

 

• tanımadığı bir ortam,

• yalnız kalmak,

• ebeveynlerinden uzak olmak,

• hep orada kalacak olmak,

• evde annesi ve kardeşinin güzel vakit geçirdiği ve kendisinin bundan mahrum kalması anlamındadır.

 

İlkokula başlayacak bir çocuk için okul;

 

•uzun süre oturmak,

•dikkatini toplamak,

•bilgileri öğrenmek

•ödev yapmak,

•sorumlulukların olması demektir.

 

İlk kez okul hayatına adım atan çocuk için okulun anlamını, uyum sağlama sürecinin zorluklarını ve olumsuz etkilerini sınıflamak ya da standardize etmek mümkün değildir. Daha öncesinde kreş, anaokulu deneyimi olan çocuklar da uyum sağlama sürecinde zorluklar yaşayabilir.  Okul hayatı, çocuğun tek başına bazı şeylerle baş etmesi demektir. Çocuklar çoğunlukla bu durumun üstesinden gelirler. Bazen bazı çocuklar okula uyum sağlama sürecinde zorlanabilirler.

 

Okula Uyum Süreci Çocuğu Zorladığında Neler Görülebilir?

 

Anaokuluna başlayacak çocuklarda;

• ayrılma korkusu,

• yalnız kalma endişesi,

• bebeksi haller,

• sessizlik,

• mutlu olmama hali,

• anne babaya daha çok birlikte olmak istemek,

• beraber uyuma isteği görülebilir.

 

İlkokula başlayacak çocuklarda;

• yalnız kalma endişesi,

• yemek yemek istememe,

• hastalık sebepleri bulma,

• arkadaşlık edinmede güçlük,

• kendini ifade edememe görülebilir.

 

Ayrıca okul hayatına yeni adım atan ve uyum sağlama sürecinde olan çocuklarda;

• endişe, öfke, korku, huzursuzluk,

• çocuğun anne babası tarafından yönetilmesine olan aşırı isteği.

• depresif ruh hali, umutsuzluk, üzüntü ( nadir de olsa ataklar ve aşırı hareketlilik..) de olabilir.

 

“Okula Gitmek İstemiyorum”

 

Çocuğun yaşadığı zorluklar davranışsal, fiziksel ve duygusal etkilerle görülebildiği gibi bazen de çocuklar yaşadıkları durumu doğrudan ifade ederler. Hatice Günayer Şenel “Eyvah Çocuğum Okula Başlıyor” adlı kitabında çocuğun bu ifadelerine şu şekilde yer ayırmıştır;

 

“Ben okulu sevmedim”

“Tamam artık okula gittim, bu kadar yeter daha ne kadar gideceğim”

“Siz yanımda değilsiniz ben burada durmam.”

“Neden o ( başka bir çocuk veya kardeşi da okula gitmiyor?”

“Okulda kimse beni sevmiyor?”

“Öğretmenim bana kötü davranıyor.”

“Arkadaşlarım beni istemiyor.”

“Okulda çok yalnızım.”

“Çok hastayım. (Karnım veya başım ağrıyor gibi)”

“Ve çocuğun özel durumu veya yaratıcılığı ile ilgili diğer nedenler.”

 

Çocuğum Bana Ne Söylüyor, Aslında Ne Anlatıyor?

 

Çocuğa yardımcı olmak adına mantıklı açıklamalar yapmak, farkında olmadan iyi niyetle kıyaslamalar yapmak, telkin etmek için motive edici konuşmalarda bulunmak,  çocukta anlaşılmama hissi doğurur.  Söz konusu cümleler çürütülmesi gereken hipotezler değil, anlaşılmayı bekleyen duygulardır.  Önce ebeveynler okumalı. Ebeveynler enerjilerini okula uyum sağlama sürecindeki çocuklarının algılarını ve alt metinlerde yatan duygularını okumaya ayırmaları çok faydalı olur. Duyguları okumak, anlamak ve uygun karşılık vermek sadece okula uyum sağlama sürecinde değil, çocuğun ve hatta yetişkinin hayat boyu ebeveynlerinden beklediği temel ihtiyaçtır.

“Okula gitmek istemiyorum” cümlesinde isteksizlik, mazaret anlamlarından ziyade “okula gideceğim için endişeliyim, çekingenim, korkuyorum”  anlamları saklıdır.

 

İlk Deneyim Sadece Okula Başlayan Çocuğun Mu?

Ya Ebeveynin İlk Veli Olma Deneyimi?

 

Okula uyum sürecinde ebeveynlerin yapabileceği en önemli şey empatik yaklaşımdır. Çocuğun duygularını okumak, anlamak ve duygusuna uygun tepki vermektir. Ebeveynlerinde önce kendileriyle ve sonra birbirleriyle aynı empatik yaklaşımla kontak kurmaları da oldukça önemlidir. Okula uyum sağlama sürecinde okumaya ebeveynler başlamalı; kendi duygu ve düşüncelerini durup anlamalı.

Okula uyum sürecinde çocuğun evden ve ebeveyninden ayrılması sadece çocuk için değil ebeveyn için de zordur.  Ebeveynin de kendisine mümkün olduğunca okula uyum sağlama sürecinin zorluklarının tüm yönleriyle doğal ve akışında bir süreç olduğunu hatırlatması faydalı olur. Okul hayatına ilk adımı atan çocuk “öğrenci” olmaya başladığı gibi, ebeveyn de “veli” olmaya başlar. İlk deneyimler heyecanı ve belirsizlikle gelen endişeyi de beraberinde getirir. İlk deneyimler tekrarlanamaz deneyimlerdir, anın getirdikleriyle kalıp tadına bakmak yaşama keyif verir.

 

Neler Yapılabilir?

 

Temel malzemesinin empatik yaklaşım olduğu unutulmadan süreç ile ilgili beklentilerinizi şu şekilde yapılandırabiliriz;

 

• Korkma, kaygılanma demek yerine; hem kendiniz hem çocuğunuz için kaygılanmanın, korkmanın, tedirgin olmanın heyecanlanmanın bu sürecin doğal parçası olduğunu kendinize ve çocuğunuza hatırlatmak. (tedirgin olabilirsin, anlıyorum)

• Ayrılık sürecine kolayca alışabilmeyi beklemek yerine, hem kendiniz hem de çocuk için bu sürecin sizi zorlayacağını ve zaman alacağını hatırla(t)mak. (zorlandığını görüyorum, zorluğuna rağmen çabanı takdir ediyorum-hem kendiniz hem de çocuğunuz için bunu sesli söyleyebilmek)

• Çocuğunuzun okuluyla, öğretmeniyle, arkadaşlarıyla kolayca bağ kurmasını ve sorunsuz uyum sağlamasını beklemek yerine her yeni olanda kendine has zorluklarının olacağını kendinize hatırlatmak. Zorluklar problem demek değil yeni öğrenmeler için fırsattır. (yeni bir ortama alışmak hem zor hem de heyecan vericidir.)

• Çocuğunuzun yeterince büyüdüğünü düşünüp başka durumlarda da kendi başına idare edebileceğini düşünmek yerine, destekleyici ve her an ulaşılabilir olduğunuzu hatırlatıcı söylem ve davranışlarda bulunmak. (ihtiyacın olduğunda buradayım, gelebilirim.)

• Ebeveynler çocukları için en iyi kararı vermek ve en doğru olanı yapmak konusunda hassastır. Bu hassasiyet ile zihinleri de oldukça dolu ve karmaşıktır. Her zaman sevdiğimiz tercihleri yapamayız ama yaptığımız tercihleri sevebiliriz. Tercihlerin varacakları noktalara odaklanmak yerine, sadece elde olan bu anı, okula uyum sağlama sürecini deneyimlemek. (Çocuğunuz başka bir zaman yeniden ilk kez okula başlamayacak)

• Okula uyum sağlama sürecinin doğasını görmek, anlamak ve kabul etmek sonrasında yapılacakların yapılmasına alan açar.

 

Anaokuluna başlayan çocuk için;

 

• Okulla ilgili konuşmak (yeni arkadaşlıklar edinebileceğini, farklı aktivitelere katılacağını ve bir oyun alanı içinde öğretmeninin de onunla olacağını),

• Güvende hissedene kadar beklemek,

• Öğretmenleri şikayet merci gibi düşündürmek yerine öğretmeniyle ile işbirliği kurmak,

• Öğretmenine güvendiğinizi hissettirmek,

• İlk ziyaretler ve öğretmeniyle tanışmak,

• Ayrılma ritüeli oluşturmak. Sakin ve rahat ayrılmak,

• Okul sonrası baş başa vakit geçirmek,

• Okul gündemini büyütmek yerine destek vermek,

 

İlkokula başlayacak çocuk için;

 

• Okulla ilgili konuşmak (okul saatleri ve okuldan kendisini, kimin alacağı konusunda net bilgi vermek),

• Okul alışverişini beraber yapmak,

• İlk ziyaretleri planlamak,

• Öğretmeniyle tanışmak,

• Öğretmenler ile işbirliği kurmak,

• Öğretmenine güvendiğinizi hissettirmek,

• Okul dışında da okul arkadaşlarıyla vakit geçirmesini desteklemek,

• Ağlayarak geldiğinde empatik olmak ve desteklemek,

• Ödevleri yapmak yerine empatik olmak ve desteklemek,

• Okul sonrası baş başa vakit geçirmek faydalı olacaktır.

 

Ne Zaman Uzmandan Destek Almalıyım?

 

• Okula uyum sağlama sürecinde yaşanılan zorluklar eğer 4 haftadan daha uzun sürerse,

• Kapıda ağlamalar 2 haftayı geçerse,

• Çocuğun ayrılma korkusu atakları uzarsa,

• Diş sıkma, tırnak yeme, altına kaçırma gibi semptomlar başlarsa,

• Gece kabusları oluşursa,

• Ebeveyne bağlılık aşırılaşırsa,

 

Çocuğunuz için çocuk ve ergen psikiyatrisinden ya da çocuk ve ergenlerlerle çalışan alanında deneyimli psikologlardan destek alabilirsiniz.

 

 

11 Eylül 2018

İstanbul

Son Yazılar